Kadınlar için orgazm her zaman o kadar kolay değildir! Her 4 kadından 1’i cinsel ilişki esnasında zirveyi göremiyor. Bazen erken bazen acılı orgazmlar yaşayabiliyor. Hakkında az şey bilinen bu fenomene odaklanmanın zamanı.
Bazıları için, bu cinsel “zulüm” çok tatsız bir şekilde yaşanabilirken, bazıları hiç beklenmedik anlarda bunun girdabına düşebiliyor. Erkeklerde orgazmı sağlayan mekanizma, ne şanslılar ki kadınlardakine göre çok daha basit ve daha az karışıktır. Kadınlar için bu süreç oldukça komplikedir, buyrun beraber okuyalım.
Erken kadın orgazmı: az bilinen fenomen
İnsanlarda, erken boşalma sayısız makale ve bilimsel çalışmalara konu olan, en popüler cinsel sağlık fenomenlerinden biridir. Kadınlarda, erken orgazm bir bozukluktur ve çok daha gizemlidir. Kadın cinselliğinin bu az bilinen kısmının üstündeki örtüyü kaldırmak için Portekizli araştırmacılar bu ağır konuyu ele almışlar. 510 katılımcıdan oluşan bir örnek grup üzerinde yapılan araştırmanın sonuçları daha sonra 2011 yılında Sexologies dergisinde yayımlandı. Sonuç: kadınların %14’ü erken geliyor ve % 3’ü kronik seviyede bu fenomeni deneyimliyor! Erken boşalan kadınların artık daha fazla kendini yalnız hissetmemesi için bu şaşırtıcı istatistikleri biz de yayınlamak istedik.
Hızlı seven kadınlar …
Tıpkı erken boşalma gibi, erken orgazmlar da kadınlar için cinsel sefanın en başında bir anda hızlıca yaşanan ve eğlenceyi sona erdiren bir sendromdur. Genellikle penetrasyon sırasında ya da penetrasyondan hemen sonra yaşanır. Üstelik bu “öngörülemeyen” orgazm sırasında kadın ciddi anlamda hiçbir zevk hissetmez.
Çok hızlı zevke gelen kadınlar için muhtemel senaryolar :
- İlişkiye giriyor ve partnerinin seksten zevk almasını sağlıyor ancak hiçbir şekilde partneriyle senkronize olamıyor
- Boşaldıktan sonra ruhen dışa kapanıyor, vücudu aşırı yorgun hissediyor
Cinsel ilişki devam ettiği sürece canı yanıyor ve oldukça nahoş bir ruh haline bürünüyor. Zira erken bir orgazmdan sonra, klitoris aşırı duyarlı hale geldiği için zevkten ziyade acı üretiyor.
Erken kadın orgazmı: tabuların başlıcası
Birçok kadın için erken orgazm, utançla çevrelenmiş bir tabudur. Bu sorun çözülmediğinde, ilişki yaşayan çiftin arasında çabuk sinirlenmek, hınç duygusu, kızgınlık, gerginlik ve sonu gelmeyen münakaşalara yol açabilir. Özellikle de cinsel ilişki süresini kısaltabilir ve erkeğin seksten beklediği tatmini tümüyle ortadan kaldırabilir. Kısacası yatak odasındaki mutluluk atmosferinin dibine dinamit koyabilir. Bu konuyu diline düşürmemeyi tercih eden ve hiçbir şey yokmuş gibi cinsel ilişkiyi uzatmaya çalışan kadınlar, hiçbir zevk almadan ve hatta cinsellikten tiksinerek ilişkiyi sürdürmeye çalışırlar.
Dermanı var mı?
Bu problemle başa çıkmak için ilk adım, partnerinizle konuşmaktır. Orgazmı canlandıracak sihirli bir iksir yoktur, ancak geciktirmek için bazı ipuçları vardır. Mastürbasyon onların başlıcasıdır! İster tek başına ister partnerle birlikte yapılsın, bir kadının vücudunu tanıması için en uygun olan cinsel aktivite olduğu yadsınamaz. Ön sevişme esnasında uygulandığında, yaşanan anın adını koymaya ve klotirisi uyarmaya yarar.
SEGP: ısrarlı genital uyarılma sendromu
Kadınlarda yaşanabilen bir diğer cinsel aktivite bozukluğu da, “orgazm sendromu tekrarı” olarak da adlandırılan SEGP’dir. Bunu yaşamayanlar ne olduğunu hayal dahi etmekte zorlansa da, yaşayanlar bunun ne büyük işkence olduğuna gönülden şahitlik edecektir! SEGP’nin nemfomani ya da seks bağımlılığı (bilinçli veya bilinçsiz) ile hiçbir ilgisi yoktur. Bu bozukluk, cinsel bir arzu ya da dışsal bir uyarıma bağlı olmaksızın yaşanan genital uyarılma ile sonuçlanır. Yükselen heyecan birkaç saat hatta günlerce sürebilir. Genellikle acı veren, iki katı psikolojik acı çekmeye neden olur.
Klitoral aşırı duyarlılık, spazmlar, beklenmedik bir anda ortaya çıkan orgazmlar, şişmiş kabarmış cinsel organlar … Okuyucuya basit gelebilen bu semptomlar, sağlıklı bir insanın hayatını pekala mahvedebilir. Mesela 23 yaşında Amerikalı bir kadın, bu sene içinde kontrol edemediği orgazmları (günde 50 kez) nedeniyle intihar etmeyi tercih etti….
Sebepleri henüz bilim tarafından açıklanamayan bu cinsel fonksiyon bozukluğu, onu yaşamayan kalabalık kitleler tarafından neredeyse hiç bilinmemektedir. Zira ne zaman birisi bu konuyu açsa, alay konusu olacağını bildiğinden, bu sıkıntıyı kendi kişisel dehlizlerine hapseder ve kimseyle paylaşamaz. En nihayetinde bu kişiler psikolojik olarak izole olurlar ve bu yükü omuzlarından alacak bir uzmanla konuşmaya cesaret edemezler. Bugün dahi, bu konunun üstesinden gelecek bir tedavi ya da terapi halen bulunabilmiş değildir.
Devamını Oku: Koregazm: Sporun Zevki