Ten uyumu

Dilimize yerleşmiş bir aşk efsanesi olan ve az insanın yaşadığı “Ten Uyumu” fenomeninin aslında insanların birbirlerinin tadını sevmesi olduğunu ortaya koyan anket tüm ezberleri bozuyor.

Yeni bir sevgilinin tadına bakmak, tenini dudaklarıyla keşfetmek, öpücüklerle vücudunun tadını çıkarmak gibi ön sevişme ritüelleri, aşkın meşkin olmazsa olmazlarıdır. Bir arkadaşlık uygulamasının üyeleri arasında yaptığı anket açıkça gösteriyor ki, çiftler arasında ten uyumu olduğu iddia edilen aşk efsanesi, aslında insanların birbirlerinin tadını sevmeleri demekmiş.

Kadınlar tarafından yönetilen tek tanışma uygulaması olan Gleeden‘ın, Türkiye’deki kullanıcıları arasından 3.014 kadın ve 3.463 erkek üyesiyle yaptığı araştırmada, tat duyusunun cinsel çekimde oynadığı rol üzerine çeşitli sorular soruldu. Cevaplar ilgi çekiciydi.

Kadınların % 84’ü ve erkeklerin %73’ü, partnerlerini lezzetli bulduklarında cinsel arzularının ve performanslarının yükseldiğini söylediler. Anket sonuçlarına göre, bir gecede kalması muhtemel ilişkilerin iki, üç veya dört defalık buluşmalara ve hatta uzun süreli ilişkilere dönmesindeki temel sebep, tat. Bir insan bir insanın tadını beğenirse, onunla çok görüşüyor.

Bir sevgilinin tadı o kadar önemli ki, kadınların %62’si ve erkeklerin % 69’u, tadı damaklarına uygun olmayan biriyle beraber olmaktansa, tek başına uyumayı tercih edeceğini belirtiyor. İnsanların vücut tatlarının en yoğun olduğu bölgelerin, başta boyun olmak üzere, her iki cinsin de tadına bakmak için en hevesli olduğu bölgeler olmasına şaşmamak gerekir.

 

Herkese el sürülür ama dil sürülmez

Karşısındaki partnerin tadının sürpriz şekilde iyi çıkması durumunda, ona karşı arzusunun artıp artmayacağı sorulduğunda, kadınların %90’ı ve erkeklerin %87’si evet derken, sürpriz şekilde kötü tat olmasının da aynı oranla heves kaçırıcı olduğunu tahmin edebiliriz. Bugüne dek hiç kimse partnerine açık açık “Seni, tadın yüzünden terk ediyorum” dememişse de, kadınların %34’ü ve erkeklerin %42’si tatsızlık nedeniyle en az bir ilişkisine son verdiklerini ifade ediyorlar.

Kadınların %39’u ve erkeklerin %33’ü, biriyle yakınlaştıktan sonra, tadını beğenmese de, onunla o geceyi tamamlayabileceğini, ancak bir daha bir araya gelmek istemeyeceğini dile getiriyor. Tadını beğenmediği biriyle oral ilişki kurmak fikri ise her iki cinsin de şiddetle (kadınlarda %91, erkeklerde %98) reddettiği kötü bir hayâl adeta. Şakası bile hoş gelmiyor.

Uzun süreli ilişkiler ve evlilikler dikkate alınınca, tad fenomeni kendini daha da bariz şekilde ortaya koyuyor. Bekâr katılımcıların %90’ı evlenecekleri kişinin tadını önemserken, evli kadınların %89’u ve evli erkeklerin %85’i eşlerinin tadından memnun olduklarını belirtiyorlar.

Ten uyumunun aslında tat uyumu olduğu ortadadır. “Sevmekten kim usanır, tadına doyum olmazşarkısını söylerken bunu bir kere düşünelim. Tadını sevmediğiniz birini sevemezsiniz.